12 Nisan 2016 Salı

Kitap Yorumu: Devrimin Kızı - Amy Engel.

Uzun bir süre sonra herkese tekrardan merhaba! Bugün size 1 ayın sonunda Devrimin Kızı'nın yorumunu gireceğim. Teog'tu, dersti, ödevdi vs.derken kitap baya bir uzadı ama sonunda bitti. Neyse ben başlayayim:






Sayfa Sayısı: 264.
Tür: Distopya, Aşk, Aksiyon.
Orijinal Adı: The Evolution Of Ivy.
Seri: The Book Of Ivy: 2/2.
Yayınevi: Yabancı Yayınları.

Konusu:   Ben Ivy Westfall. Kurucunun kızı. 

Nükleer bir savaş sonrası hayatta kalan az sayıdaki insandan biriydim. 16 yaşında kendimi bir güç savaşının ortasında buldum. Annemin katilinin oğluyla evlenmeye zorlandım. Görevim o kadar da zor değildi. Devrime öncülük edebilmem için kocamı öldürüp ailemin yönetimi ele geçirmesini sağlamalıydım, o kadar… 

Ben Ivy Westfall. Artık sistemin kurbanı değilim. Görevim artık eskisinden daha zor. İnandığım şeyler uğruna, her şeyimi kaybetme pahasına savaşacağım… 

İsmim Ivy Westfall. Ben Devrimin Kızı'yım. 



Yorumum: Öncelikle bu seri bu seri bittiği için üzülüyorum çünkü, bu seriyi seviyorum. Ülkemizde ilk kitabı yani Kurucunun Kızı sevilmesede, tabii sevenlerde var ama sevmeyenler çoğunlukta. Ben o kitabıda beğenmiştim, aynı şey ikinci ve son kitaptada oldu, bu kitabı da çok, çok, çok... beğendim. Yalnız buserinin tek eksiğinin kısa olması diye düşünüyorum, hem sayfa sayısından dolayı, hemde serinin kısalığından dolayı, belki biraz daha kalın veya seri biraz daha uzun olsaydı iyi olabilirdi ama ben bunu yazarın iok serisi olmasına veriyorum, bence ilk yazdığı seri olmasına rağmrn iyi bir iş çıkarmış. Yalnızsizi uyarmak istiyorum; bu seriye yüksek bir Distopya beklentisi ile başlamayın, yoksa yüksek ihtimal kitabı sevmezsiniz, az bir Distopya beklentisi ile başlarsanız kitabı sevebileceğinizi düşünüyorum, çünkü ktabın çok fazlabir Distopy'sı yok ama bu beni sıkmadı. Biraz içerikten bahsedeyim: Şimdi ilk kitabı okuyanlar o şok edici sonu bilirler, kitap tam ordan devam ediyor ve yazarı burada tebrik ediyorum çünkü, kitabın başında ilk kitabın sonunuda eklemiş, hatırlayabilelim diye, bu da takdire şayan bir durum bence. Açık konuşmak gerekirse ilk defa böyle bir şeyi bu kitapta gördüm. Neyse, aslında kitabı çok anlatamam çünkü her şeyi ilk kitaptan ve bu kitaptan spoi olur. Kitabın belli bir bölümü o sondan sonra devam ediyor ve Ivy'nin çabaarını görüyoruz buralarda, sonra kitaba Ash ve Caleb adında iki yeni karakter katılıyor ve ikiside çok çok iyi insanlar, özelliklede Ash. Kitabın sonu bence H-A-R-İ-K-A-Y-D-I! Resmen yüreğim ağzıma geldi hele ki o, Andrew Lattimer ve Justin Westfall'ın sahnesi sizi kendinizden geçirebilir. Bu kitapta Callie'den çok, çok, çok, çok, çok... daha nefret etim, zaten kitabın sonlarına doğru başına gelen o şeyi sonuna kadar hak etti. Bishop'u ve Ivy'i bu kitapta çok, çok, çok... daha sevdim, ayrıca kitapta Ivy'nin evrimini, Bishop'unda bazı farklı yönlerini görüyoruz.



Bishop, benim tüm zamanlarda en sevdiğim erkek karakterlerden bir tanesi, o bence çok karakter, koca, eş, sevgili, arkadaş, dost... Ivy için yaptıkları, göz ardı ettikleri, yok sayıkları onun aşkının gerçek ve sonsuz olduğunu kanıtladı. Kitapta yer yer güldüm, ayrıca çok harika sözler vardı ama işaretlemeyi unutttum.  Ayrıca kitap her zamanki gibi akıcılığın en zirvesinde. Karakter yorumlamasına geçeyim:


Ivy: Çok sevdim, gerçekten iyi bir kız karakter.

Bishop: Çok sevdim, tüm zamanlarda en çok sevdiğim erkek karakterlerden bir tanesi.

Ash: Çok, çok sevdiğim bir kız karakter.
Caleb: İyi bir erkek karakter ama ilk başlarda biraz sevmemiştim.

Mark Laird: Nefret ediyorum! İyiki de başına öyle bir şey geldi.

Callie: Tüm zamanların en nefret ettiğim kız karakterlerden zirveyi çekenlerden bir tanesi. 

Erin Lattimer: Bu karakter hakkında belirsizim ama gakiba sevmiyorum.

Andrew Lattimer: Kötü şeyler yaptı ama yinede çok fazla nefret etmiyorum.

Justin Westfall: Yani, iyi bir karakter diyebilirim ama intikamı onu ele geçirmiş.

Bence bu seriyi okumalısınız, şahsen ben tavsiye ediyorum. Yakın bir zamanda videosunu çekip orada daha da ayrıntılı ama spoisiz yorumlayacağım. Sıradaki kitabım bir çizgi roman: Death Note 1. Aslında bugün bitirdim ama yorumunu yarın gireceğim. Beni okuduğunuz için teşekkür ederim hepinize. 

Puanım: 5/5.



7 Mart 2016 Pazartesi

Okuoku.com'dan Alışverişim 1:

Merhaba arkadaşlarrr! bu gün sizkere Okuoku.com'dan yaptığım alışverişi göstereceğim alışverişten toplam 2 kitap aldım ondan bir gün sonra ise başka bir sipariş verdim. Aldığım kitaplar:

Cinder, 9.90 tl

Kül, 9.90 tl



Şu an da Okuoku'da karma yayınevlerinde 9.90 tl indirimi var, tavsiye ederim gerçekten güzel kitaplar var. Kitapla kalın..

6 Mart 2016 Pazar

Kitap Tanıtımı:

Merhaba arkadaşlarrr, şu an bir kitap tanıtımı yapacağım:- Tanıtımını yapacağım kitap: Oyun Ustası.


James Dashner'in The Mortality Doctrine Serisi Türkçe'ye çevriliyorr. Türkiye'ye ilk olan The Eye Of Minds, Oyun Ustası adı ile geliyor. Çıkış tarihi belli değil ama sanırım İstanbul CNR Kitap Fuarı'nda olabilir, eğer gidenlerden görenler varsa mutlaka yazsınlarrr. Konusu hakkında pek bir bilgim yok açıkçası ama sanırım Sosyal Ağ'ı ele alıyor. Zaten bu kitabı merakla bekliyordum, toplam 4 serilik bir kitap sanırım. Çıkar çıkmaz alacağım sanırım. Kitapla kalın..

Kitap yorumu: Vampir Günlükleri: Uyanış Ve Savaş - L.J Smith:

Merhaba arkadaşlarrrr!! Bir önceki yayınımda Vampir Günlükleri: Uyanış Ve Savaş'ı bitirdiğimi söylemiştim şimdi ise bloga yazıyorumm, Videoyu çektim edit yapıp Youtube'ye yükleyeceğim. Neyse başlayayim:




Sayfa sayısı: 439
Tür: Vampir, Fantastik, Macera, Paranormal.
Orijinal Adı: The Vampire Diaries: The Awakening And The Struggle
Seri Adı: Vampir Günlükleri.
Seri orijinal adı: The Vampire Diaries.
Seri Sıralaması: Vampir Günlükleri: 9/1
Yayınevi: Artemis Yayınları: 



Konusu: Elena: Altın kız, lider, gözüne kestirdiği herkesi ele geçirebilecek biri. 

Stefan: Düşünceli ve gizemli, geçmişi lanetleyen bütün kötülüklerden Elena'yı korumak için mücadele ederken bile, kızın cazibesine bir tek o karşı koyabiliyor.Damon: Seksi ve tehlikeli, kendisine ihanet eden kardeşi Stefan'dan intikam almaktan başka bir şey düşünemiyor.İki kardeş vampir ve aralarına giren güzeller güzeli kızın hikayesi!

Yorumum: Evet arkadaşlarrrrr, Vampir Günlükleri: Uyanış Ve Savaş bitti ve bende bittim!! Kitap tek kelime ile M-Ü-T-H-İ-Ş-T-İ. Sonu muazzamdı resmen yüreğim ağzımda okudum. Kitap gerçekten akıcı ve harikaydı. Şunu fark ettim ki: Artemis Yayınları'nın kitapları çok çabuk okunuyor. Gerçekten, hem puntolar büyük, hemde akıcı kitaplar basıyorlar. Neyse içeriğine gelelim: Ana karakterimiz Elena Gilbert, kendisi lisenin popüler kızı, tüm herkes onun çevresinde dolanıyor. İnanılmaz bir güzelliği var, bir bakan dönüp bir daha bakıyor. Neyse, kitabı o senenin başında yani okullar açısından başında başlıyoruz. Elena o yaz İtalya'ya tatile gidiyor ve dönüncede hemen okullar açılıyor. Neyse, okulun ilk günü okula yeni bir çocuk geliyor. Bu çocuk: Yakışıklı, güneş gözlüklü ve gizemli, herkes Elena da dahil
çocuğa baka kalıyorlar ve çocuk okula yürürken Elena'ya hiç pas vermiyor, tabi Elena
şok bir biçimde kalıyor. Çocuğun adi ise: Stefan Salvatore. Neyse, belli bir süre Elena Stefan'ı elde etmeyi çalışıyor ama Stefan ilk başlarda bunu istemiyor çünkü, Stefan bir Vampir. Elena, Stefan'a Katherine adlı bir kızı hatırlatıyor ve buyüzden ilk başlarda Stefan uzak kalıyor, hem ayrıca eğer birbirlerine yakın olurlarsa Stefan kontrolünü kaybedik Elena'nın kanını içeceğinden korkuyor. Ama tabii Elena'ya sonrasında aşık oluyor. 
Kitapta Stefan Fell's Church'e geldikten sonra garip olaylar oluyor ve insanlar buhu Stefan'ın yaptığını düşünüyor ama Stefan yapmadı, tabii ki de kimin yaptığını söylemicem.


Tabii bu olaylar ile beraber Elena'da çok garip olaylar yaşıyor ve Elena'nın arkadaşlarıda. Elena'nın Meredith ve Bonnie adlı iki arkadaşı var, ben ikisinide sevdim. Bonnie bir psişik ve neredeyse tüm yaşanan olaylarda Bonnie onlara yardımcı oluyor. Elena, Cadılar Bayramı gecesi Stefan'ın vampir olduğunu öğreniyor ve her ne kadar buna şaşırsada yinede Stefan'ı terk etmiyor, tabii Stefan buna çok şaşırıyor ilk başta. Stefan'ın, Damon adlı bir abisi var ve Damon ile ezelden beri kavgalılar, Damon Stefan'dan nefret ediyor. Tabii, Fell's Church'eye o da geliyor ve işler baya bir karışıyor. Damon Elena'yı istiyor ama Elena Stefan'a aşık, Stefan'da Elena'ya. Ve bildiğiniz: Stefan - Elena -Damon aşk üçgeni oluyor, ben kesinlikle Stefan ve Elena'yı destekliyorum. Damon'dan nefret ediyorum. Ama Damon çok felaket ortalığı karıştırıyor diyebilirim. Kitapta geçmişe giderek Stefan ve Damon'un nasıl vampir olduklarınıda görüyoruz. Karakter yorumlarına gelirsem:

Elena: Çok sevdim, en sevdiğim kız karakterlerden biri.
Stefan: Çok sevdim, en sevdiğim erkek karakterlerden biri.
Damon: Nefret ediyorum, ölsün pislik.
Bonnie: Sevdim, gayet iyi ve tatlı bir karakterdi.
Meredith: Sevdim, o kadar sıcak olmasada yinede iyi bir karakter,
Caroline: Nefret ediyorum.
Tyler: Nefret ediyorum,
Margaret: Güzel ve iyi bir kız kardeşti.
Judit: Çok fedakar bir hala, bence Elena kitabın sonunda ona öyle yapmamalıydı.
Robert: Çok harika bir enişte.
Alaric: Harika bir öğretmen.
Tanner: Nefret ediyorum.
Vickie: Normal bir karakterdi sevdim ya da sevmedim diyemem.

Neyse karakterleri çok uzatmayayim. 2.kitabı çok ama çok merak ediyorum. Bu kitabı mutlaka alın okuyun. Sırada ki kitabım: Devrimin Kızı. Yayınımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Kitapla kalın...

Puanım: 5/5

Şubat Ayında Okuduklarım:

Merhaba arkadaşlarrr, biliyorum Şubat biteli 6 gün oldu ama ancak bugün bu yazıyı yazabildim. Size geçtiğimiz Şubat ayında okuduğum kitaplardan bahsedeceğim. Videosunuda çekeceğim merak etmeyin. Neyse başlayayim. Bu Şubat ayında toplam sadece iki kitap okudum, çünkü Reading Slump dönemime denk geldi, hatta bu yüzden bir kitabı yarım bıraktım. Ama bu ay daha çok okumak istiyorum, Vampir Günlükleri: Uyanış Ve Savaş bitti ve yorumunu bu yayından sonra gireceğim. Şubat ayında okuduğum ilk kitap:



Üstün Dökmen'in Küçük Şeyler 2: Sulflörlü Yaşamlar, Tulumbacı Sendromu, Psikolojik Düğümler. Bu kitabın yorumunu İnstagram'dan ve blogumdan önceki gönderilerimde ve yayınlarımdan birinde bulabilirsini. Açıkçası bu kitabı beğenmedim ve kısa olmasına rağmen baya bir sürdü.


2.kitap:




2.kitap ise Küçük Şeyler: Bu kitaba bayıldım, beni Reading Slump'tan kjrtaran kitap olmuştu bu, bu kitap kesinlikle 2016 favorilerimin arasında olacak. Bunun yorumunu blogumdan okuyabilir, Youtube'de ki kanalımdan izleyebilirsiniz. 




Evet arkadaşlarrr, Şubat ayında okuduklarım bu kadardı, dediğim gibi videosu gelecek. Beni okuyup, izleyip ve takip ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Kitapla kalın...

24 Şubat 2016 Çarşamba

Kitap Yorumu: Küçük Prens - Antoine De Saint-Exupéry:

Merhaba arkadaşlarrr, uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba. Bir önceki yayınımda Küçük Prens'i bitirdiğimi söylemiştim. Neyse başlıyayim:



Sayfa Sayısı: 150.
Yayınevi: Panama Yayınları. (birden fazla yayınevinden yayımlandı.)
Orijinal Adı: Le Petit Prince.


Konusu: Uçağını Sahra Çölü'ne indirmek zorunda kalan bir pilot, orada küçük bir çocukla karşılaşır. Adı Küçük Prens'tir. Çocuk ona üç yanardağın ve muhteşem bir çiçeğin var olduğu gezegeni hakkında büyülü ve inanılmaz öyküler anlatır. Ve eşsiz bir dostluğun süregideceği bir serüven başlar. 

Dünya edebiyatının en bilinen eserlerinden biri Küçük Prens. Çocuklar kadar yetişkinlerin de başucu kitabı olması onu diğerlerinden ayrı kılan en önemli özelliği... Yazarın kendi resimleriyle hayat bulan eser, küçük bir çocuğun saf ve koşulsuz dünyasından büyüklerin dünyasına bir bakışı yansıtır. Onun kendi küçük evreninde hayat bulan değerlerin büyükler tarafından anlaşılması zordur. Küçük Prens büyükleri anlamaya çalışırken aslında bir yandan da sistem eleştirisi yapar, dolayısıyla da Saint-Exupéry. Büyüklerin ne çok boş ve anlamsız değerleri olduğunu öğretir kimi zaman. Ve tüm evreni kucaklayan sevgi kavramının iliklerimize kadar işlemesini sağlar.
(Tanıtım Bülteninden)

Yorumum: Gerçekten harika bir kitaptı tek kelime ile B-A-Y-I-L-D-I-M. Gerçekten müthişti, yani bu kitaba birden çok pencereden ya da bakış açısından bakabilirsiniz, çünkü her seferinde size farklı şeyler katacaktır. Akıcılık konusunda gerçekten harikaydıresmenkitabın nasıl bittiğini anlamadım. İçeriğe gelirsek: Bir pilot, yani yazar, bir gün uçağıyla Sahra Çölü'ne düşüyor ve o anda Küçük Prens ile tanışıyor. Küçük Prens Astreoid-610 (sanırım böyleydi) adlı bir gezegenden geliyor. Kitap bu iki kişinin dostluğunu anlatıyor Küçük Prens'in yazarla tanışana kadar ki yaptıklarını vs.görüyoruz. Kitabı çok anlatmak istemiyorum, çünkü gerçekten okunmalı. Gerçekten çok anlamlı bir kitap yani kısa ve öz. Sonunda bende yazar gibi üzüldüm ama çok güzeldi. Bu kitaptan sonra Vampir Günlükleri: Uyanış Ve Savaş'a başlayacağım. Ayrıca yarın Youtube kanalımda Küçuk Prens'in yorumunu gireceğim. Kitapla kalın...

Puanım: 5/5.


Duyuru:

Merhaba arkadaşlarrr, biliyorsunuz ki AltınOğul'u okuyorum, 2 hafta oldu ama kitap hala bitmedi, kitaba elim gitmiyordu maalesef. 50 sayfa okumuştum ve 50 sayfası bile harikaydı, kitapta sorun yoktu. Sorun bendeydi, bir çeşit reading slumpta idim ve okuyamıyordum, bu yüzden kitabı yarım bırakmak zorunda kaldım ama mutlaka baştan okuyacağım. Reading slump tan kurtulmak için Küçük Prens'e başlama kararı aldım ve az önce kitap bitti, aslında bu duyuruyu İnstagram'da ve kanalımda çoktan yapmıştım ama bloga yazmayı unuttum, bu yayından sonra yorum geliyor. Kitapla kalın...