31 Ocak 2016 Pazar

Ocak Ayında Okuduklarım:

Merhaba arkadaşlar bunlar benim Ocak ayında okuduklarım. Sırasıyla:



                                                        1.Bıçak Sırtı.


                                                         2.The 100.


                                                      3.Kötü Kızlar Ölmez.


                                                         4.Sol Ayağım.


                                           5.Küçüķ Şeyler 1: Deniz Kabukları.


                                                              6.Ütopya.



Bu ay toplam 6 kitap okumuşum, benim için az ama malum Teog var. Bu 6 kitaptan en çok beğendiğim 3 tanesi, sırayla: Bıçak Sırtı, Ütopya ve Kötü Kızlar Ölmez idi. Kitapla kalın...

Kitap Yorumu: Ütopya-Leonardo Patrignani:

Merhaba arkadaşlar, size dediğim gibi Ütopya'nın yorumunu gireceğim. İnstagram'da ki yorumun devamı burada. Neyse başlayayim:

"Bana özgürlüğümü verebilecek olan kişiyi tanıyorum, her sabah bana aynadan gülümsüyor."


Sayfa Sayısı: 384
Tür: Macera, Aksiyon, Paranormal, Fantastik.
Yayınevi: Pegasus Yayınları.
Orijinal Adı: Utopia.
Seri Adı: Telepati Serisi.
Seri Sıralaması: Telepati 3/3.
Seri Orijinal Adı: Multiversum Series.


Konsu: Paralel evrenlerden geçtiler. Zamanın sınırlarını çiğnediler. Peki, gerçeği bulmak için çıktıkları yolculuk, Jenny, Alex ve Marco'yu nereye sürükleyecek? Bütün sınırların ötesinde birbirine bağlanan Jenny ile lex'in hikayesinde baş döndürücü bir son.

Her yolculuğun sonu yeni bir dünya'ya açılır… 
Jenny, Alex ve Marco on sekiz yıl boyunca huzurlu ve güven içinde bir hayat sürerler fakat bu, Çoklu Evren'in sayısız gerçekliklerinden yalnızca biridir. Doğu'ya giden gemiye yetişmeye çalışırken aslında neler yaşanmıştır? Anna'nın takası ne gibi trajik sonuçlar doğurmuştur? Dünya, bir diktatörün yönetimiyle parçalanmaktayken seksen yaşında bir adam mahkûm edilmiş ve iki genç, laboratuvar farelerine dönüştürülmüştür. Tek umut ise zihinleridir.

Yorumum: Bir kitabın daha, daha doğrusu bir serinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayım. Şu an öyle karmaşık hissediyorumki gerçekten anlatamam. Bu seri en sevdiğim seriler arasında ve şu an Mara Dyer serisi ile birlikte Lux'un veya Uyumsuz Serisi'nin bendeki 2.sıradaki tahtını sallıyorlar. Sanırım bu 3 seriyi 2.sıradaki tahtıma koyabilirim. Neyse, bu serinin seri olduğunu duyunca resmen evin içinde mutluluktan çığlık attığımı hatırlıyorum, çok sevinmiştim. Telepati'yi geçen seneki Tüyap Çukurova Kitap Fuarı'ndan almıştım ve 1,5 günde kitabı bitirmiştim ve gün geldiki bir baktım seri bitmiş ve o gün bugün. Bana Paralel Evren inancını ve merakını bu seri vermişti, gerçekten harikaydı. Son kitap olağanüstü derecede güzeldi ve büyüleyiciydi. Okumam 1 hafta sürdü, çünkü tatilde bile ders çalışmaktan kitap okumaya pek fırsat bulamadım ve araya Sol Ayağı ve Küçük Şeyler 1'de girince biraz uzadı ama çok güzeldi ve beklediğime deydi. İçeriğe gelirsek: Hafıza'nın o şok edici sonundan sonra devam ediyor ama bu sefer bizim üçlüyü Sam'en-Kar adlı bir yerde görüyoruz, burası başka bir paralel evrendeki hayatları, işte giderek tekrar her şey ilginçleşiyor ve Alex, Jenny ve Marco'nun Marina Gea'daki paralel hayatları çok daha kötüleşmeye başlıyorlar, konusunda geçtiği için bu kısmı söyleyeceğim. Alex ve Jenny Synaptica adlı bir merkezde 18 yıl boyunca deney farelerine dönüştürülmüştür ve Marco'da Synaptica'daki bir hapishanede tutukludur. O zaman ülkeyi Ivan adlı bir diktatör yönetmektedir ve bu çok büyük şeylere yol açacaktır. Ivan insanların arkasından çok büyük işler karıştırmaktadır. Ve bir geliştirilmişler ordusu vardır. Kitabı daha fazla anlatamam yoksa spoi olur.

(

Ya ama bu seri çok güzeldi ve bitmesine çok üzülüyorum, bu seri bitmiş olasada kalbimde hala devam ediyor. Her kitabında ayrı macera vardı ve beni büyülüyordu. Sonu tek kelimeyle O-L-A-Ğ-A-N-Ü-S-T-Ü-Y-D-Ü. Ama sonunda değiştirmek istediğim bir şey var ama o şeyde önemli, bence daha farklı olabilirdi. Kitabın içindeki olaylar beni çok etkiledi ve heyecanlandırdı ve sonundaki olay tek kelime ile müthişti, resmen başka bir şey beklenirken başka bir şey oldu. Karakterleri yorumlarsam: Alex, Jenny ve Marco zaten onları çok seviyorum. Quinto: Bu karakteride çok sevdim, Dana ve Ivan: Bu baba kızdan nefret ediyorum. Anna: Bu karakteride çok ama çok sevdim. Yorumlayacağım karakterler bu kadar. Size gerçekten bu seriyi tavsiye ediyorum, okuyun. Evet, bu serinin sevmeyenleride var ama bence okumalısınız diye düşünüyorum. Şidmi diyorumki, iyikide geçen sene ki fuarda Telepati'yi almışım. Umarım yakında filmini yaparlar, tabii değiştirmeden. Pegasus Yayınları'nın yazarın başka bir ve yeni kitabı olan: There'i Türkçe'ye çevirmesini istiyorum. Kitapla kalın...

Puanım: 5/5

Kitap Yorumu: Sol Ayağım ve Küçük Şeyler 1 Deniz Kabukları, Ve Bu İki Kitap Hakkında Duyuru:

Merhaba arkadaşlar, blogumu henüz tam anlamı ile düzenlemiş değilim ama mutlaka düzenleyeceğim. 'Şu an Ne Okuyorum?' Kısmında Ütopya yazıyor, evet Ütopya'yı bugün bitirdim, birazdan bloguma ve Bookstagram'ıma yorumunu gireceğim. Neyse, Sol Ayağım ve Küçük Şeyler 1: Deniz Kabukları benim 15 tatilde okumam gerek ödev kitaplarım ve Küçük Şeyler'in 2.kitabıda var ama ona yarın veya bu akşam başlarım, bilemiyorum. Neyse, ben Ütopya'yı okurken, Sol Ayağım ve Küçük Şeyler 1, kısa kitaplar mantığı ile onlarıda aradan çıkarmak için okudum zaten iksini okumam toplam 1,5, 2 gün felan sürdü, okuduktan sonra yorumlarını giremedim maalesef ve şimdi giriyorum. Aslında neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. Neyse başlayayim:

Sol Ayağım:

                               
                            Sayfa Sayısı: 164
Tür: Otobiyografi, Biyografi, Yaşanmışlık ve Anı.
Yayınevi: Nokta Kitap.
Orijinal Adı: My Left Foot.


Konusu: BÜYÜLEYİCİ VE EĞLENCELİ... OKUYANA İLHAM VERİYOR.
IRISH TIMES
ERDEMLİ VE HİÇ BİR ŞEKİLDE YOZLAŞTIRILMAMIŞ BİR CESARET HİKAYESİ
SUNDAY TIMES
Chiristy Brown doğuştan beyin felci kurbanıydı.Ancak bu talihsiz küçük bebek İrlanda
edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücüne ve duyarlı zekasına sahipti.
Bu,Chiristy Brownın kendi yaşam öyküsüdür.Brown,çocukluğunda okumayı,yazmayı,resim yapmayı ve nihayet daktilo kullanmayı öğrenmek için verdiği mücadeleyi ve bütün bunları sol ayağını kullanarak nasıl yaptığını anlatıyor.
Chiristy Brownın benzer bir biçimde kaleme aldığı Dream All The Days adlı eseride çok satan kitaplar listesine girmeyi başarmıştır.
Sol Ayağım kitabı ; Chiristy Brownı Daniel Day-Levisin canlandırdığı,çok başarılı bir filme konu edinilmiştir.

Yorumum: Şu ana kadar okuduğum en iyi otobiyografik açıdan en iyi kitap diyebilirim. Kesinlikle 2016 favorilerime dahil etmeyi planlıyorum bu kitabı, gerçekten çok güzeldi. Empati ile ilgili bir kitap okumak isterseniz size bunu önerebilirim. Çünkü, gerçekten empati duygunuzu geliştirebilen bir kitap olduğunu düşünüyorum. Christy'nin duygularıı anlamak, onun acılarını, mutlululuğunu yaşamış gibi yaşamak çok iyidi. Bu kitabı empati duygunuzla okumanızı öneriyorum. Bir insanın nasıl Sol Ayağı ile hayata tutunabileceğini hissetmeye çalışın, konuşamayan, yürüyemeyen, her şeyden, herkesten uzak birinin...

İçeriğe gelirsem: Christy adında bir çocuk var, bu çocuk doğuştan beyin felcine yakalanmış. Yürüyemiyor, konuşamıyor, hatta doğru düzgün bile duramıyor. Biz kitabın ilk bölünü olan '"A" Harfi' bölününde Christy'i 5 yaşında olarak görüyoruz. Kendisi 22 çocuklu hir ailenin ortanca grubunda yer alıyor ve ailedeki böyle olan tek kişi o. Her bölümde Christy'i biraz daha iyi görüyoruz diyebilirim. Tabii bazı bölümlerde kötü anlarınıda görüyoruz. Ben gerçekten bu kitapta kendimden bir şeyler buldum, bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. Türkçe öğretmenimiz bize bu kitabı ödev verdiğinde gerçekten tereddüt ettim, evet açık ve net tereddüt ettim. Öğretmenim, kitabın gerçekten çok güzel olduğuni söyledi, bende okuyunca ona hak verdim, zaten başladığım gün saat: 14:00 idi ve o günün akşamına kitap bitti. Bu kitabın 2.kitabı varmış, onuda almayı istiyorum. Yazara o kadar ısındım ki anlatamam. Zaten herkesten bu kitabın güzel olduğunu duyuyordum ve okuduktan sonra neden daha önce okumadım hissine kapıldım. Zaten ablamın kitaplığında buldum bu kitabı, ablamın kitaplığı benimkinden daha dolu ve her kitaba zaman ayırarak bakmanız gerekiyor. Neyse, eminim bu kitabı birçoğunuz okudunuz, ama okumayan varsa lütfen alsın ve okusun. Böyle bir eserden kendinizi mahrum etmeyin. Bu kitabı okuduktan sonra Christy Brown'u gerçekten bir yazar olarak çok sevmeye başladım, kendisine Allah'tan rahmet diliyorum...

Puanım: 5/5



--------
Küçük Şeyler 1: Deniz Kabukları:                    

Sayfa Sayısı: 168
Tür: Kişisel Gelişim, Bilgilendirici.
Yayınevi: Remzi Kitabevi.
Seri Adı: Küçük Şeyler.
Seri: Küçük Şeyler: 2/4



Konusu: İnsan ilişkileri, iletişim hataları, yaşama sevinci,

çocuklarla iletişim, eşlerle iletişim, rollerimiz ve 

kadın-erkek eşitliği…

“Bu kitapta, temel konulara, özellikle toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğüm ve seminerlerimde izleyenlerin etkilendiklerini gözlediğim konulara yer veriyorum. Pek çok kişi televizyondaki “Küçük Şeyler” adlı programımızı izledi, beğendi. Ancak kitap ve televizyon farklı şeyler. Televizyon renkli, ama kitap da gerekli! Televizyonda paylaşamadığım, tartışamadığım konuları burada ele almaya çalışıyorum.” 

Yorumum: Diğer bir ödev kitabım olan Küçük Şeyler 1: Deniz Kabukları'nın yorumuna gelelim. Bu kitabı Sol Ayağım kadar çok sevmesemde yinede güzeldi, en önemlisi egiticiydi. Bu kitaptan sonra hayatımdaki bazı şeyelr değişti, göremediğim bazı şeyleri görmeye başladım. Empati olsun, diğer şeyler olsun gerçekten eğitici br kitap. Bu kitabın içeriği yok, konusuz bir kitap, yani nasıl anlatsam, psikoliji kitapları gibi konusuz. Türünü bilmiyorum ama türe Kişisel Gelişim yazdım. Normalde bu türü okumam ama bu ilk oldu, tavsiye edermiyim bilmiyorum.

Puanım: 5/3.5


Birazdan: Ütopya'nın yorumunu, yeni başladığım kitabın bdirisini, Ocak Ayında okuduklarımı yayınlayacağım. Kitapla kalın...

22 Ocak 2016 Cuma

Kitap Yorumu: Kötü Kızlar Ölmez- Katie Alendar.


Sayfa Sayısı: 288.
Tür: Genç/Yetişkin, Paranormal, Korku, Gerilim.
Orijinal Adı: Bad Girls Don't Die.
Seri Sıralaması: Kötü Kızlar Ölmez: 1/3'
Yayınevi: Yabancı Yayınları.



Konusu: Bir zamanlar Alexis lisenin asi kızıydı:
pembe saçlı, kötü huylu, yalnızlığıyla mutlu...
Ta ki bir gün kız kardeşi Kasey yanlış
hayaletle arkadaş olana dek...
Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir ve
İŞLER NE KADAR KÖTÜYE GİDERSE GİTSİN,
HER ZAMAN DAHA KÖTÜSÜ OLABİLİR... Alexis sorunlu lise yılları geçiren tipik bir öğrenci olduğunu düşünüyordu. Problemli evlilikleriyle uğraşan bir aile, oyuncak bebeklerine kafasını takmış on iki yaşında bir kız kardeş ve kendisinin anti-sosyal, anti-ponpon kız tutumu…

Kız kardeşlerin birbirine yakınlaşmasını sağlayan bir olay sonrasında Alexis, sorunlu hayatının tehlikeli sulara doğru hızla kaydığını fark etmişti. Kız kardeşi Kasey her zamankinden de tuhaf davranıyordu: Mavi gözleri bazen yeşeriyor, oldukça eski kelimeler kullanarak konuşuyor, hatta zaman zaman kendindent geçiyordu ve bu tuhaf davranışlarının farkında bile değildi. Oturdukları eski evde de garip şeyler oluyordu: kapılar kendi kendine açılıp kapanıyor, yanmayan ocakta duran su kaynıyor ve fişe dahi takılmamış havalandırma evi buz gibi yapıyordu.

Alexis tüm bunların kendi aklının bir oyunu olduğuna inanmak istiyordu ama basit yanılsamalar olarak düşündüğü bu olaylar giderek ailesi, kendisi ve öğrenci başkanıyla arasında tomurcuklanmaya başlayan ilişki için tehdit oluşturmaya başlamıştı. Alexis, Kasey'i durdurabilecek tek kişiydi ama ya, bu yeşil gözlü kız artık Kasey değilse?



Yorumum: Gül yaprağından çıkan Kötü Kızlar Ölmez'e merhaba deyin. Aslında bu kitabı dün akşam 10: 30 gibi bitirdim ve yorumunu bugüne bıraktım. Kitap tek kelime ile müthişti, gerek karakterleri, gerek konusu, muazzamdı...
Bu macera türenede giren bir kitap ama asıl türü Paranormal Korku bence, kitaptan korkanlar var ama ben birkaç yer hariç hiç korkmadım, daha çok heyecandan öldüm. Yaa 2.kitap çıksınn.  Sizi gerçekten kendine bağlıyor. Kitabın kapağında da ayrı bir hava var tabii ama içerik çok daha havalı. İçeriğe gelirsek: Alexis lise 2.sınıf öğrencisidir, pembe saçlı ve kötü huylu biridir, onu bu hale getiren ise en iyi arkadaşının yaşadıkları yerden taşınmasıdır.Surrey Lisesi'nde kendine bir imaj yaratmış olan Alexis'in Kasey adında, oyuncak bebeklere bağımlı ve takıntılı, 13 yaşında 8.sınıfa giden bir kız kardeşi vardır. Ama kız öyle böyle değil, acayip takıntılı. Alexis son zamanlarda kardeşinin garip davrandığını fark eder, ondan öncede çıglıklar atıp duruyormuş. Neyse, bu gariplikler giderek çevredeki herkese zarar vermeye başlar. Bunun yanında evdede garip olaylar olur. Ve birgün Kasey tamamen kafayı yer artık gözleri mavi değil yeşildir. Kitabı sadece bu kadar anlatabilirim, zaten konusunda da bu kadar yazıyor. Karakterlerden bahsedersem: Alexis kendi içinde iyi bir kız, onu çok sevdim ve o sonda yaptığı beni büyüledi, bu arada sonuda müthişti. Carter'ıda sevdim ama Alexis ile sevgili olmalarını istiyorum. Megan'ı da çok sevdim, aslında ilk başta Alexis ile araları kötüydü ama yaşadıkları onları birbirine dost olmaya sürükleyecek. Pepper'dan nefret ediyorum, Kasey için ne söylesem bilmiyorum, Alexis'in yerinde olsam, Kasey'in yaptıklarından sonra onu direk öldürürdüm. Gerçekten bazı sahneler de Kasey o kadar garip ve korkunç ki okuduğunuzda anlayacaksınız. Alexis'in fotoğrafçılığı sevmesi gerçekten çok hoşuma gitti. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, sanırım büyük ihtimal yazar Dylan O'Brien hayranı, kitapta O''Brien soyadlı biri var ama sadece bir bölümde, bu da dikkatimden kaçmadı. Bu kitabın filmi olsa ne güzel olurdu, umarım sinemaya uyarlanır. Yalnız şunu hatırladım, korktuğum bazı yerler beni o kadar etkiledi ki, bir an bende kitapta ki gibi şeyler gördüm, zaten birde dün okulda Paranormal Activity 5'i izlemiştik ama ben genelde korkmuyorum, hatta hep gülüyorum nedense ama Kötü Kızlar Ölmez farklı, ki yani ondanda azıcık korktum. Kitapta her olay birbiri ile bağlantılıydı ve harika uyumları vardı. Sonunu okuduktan sonra, "Ben neden bu kitabı okumamışım ya?" Diyebilirsiniz, etkisi hala bende devam ediyor. Yazarın harika bir bakış açısı, hayal gücü ve konusu var. Neyse, size bu kitabı tavsiye ederim ama bu herkese tavsiye edilebilecek bir kitap değil bence, eğer bu tür korku türünün seviyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum. Ama korku okuyamıyorsanız bence okumayın, ama şans vermek isteyenler deneyebilirler. Sonra uyarmadı demeyin. 😀

Puanı,: 5/5.

Not: Unutmayın: Ev kalbin olduğu yerdir...

19 Ocak 2016 Salı

Kitap Yorumu -özel bir seriye özel-: Açlık Oyunları Serisi'ne Genel Bakış Ve Yorum:

Merhaba Arkadaşlar....

Size benim için çok özel bir seinin yorumunu yapacağım ve serimiz: Açlık Oyunları. Bu seri bir Distopya Serisi ve bence en iyi Distopya bu. Mıntıkalara ayeılmış toplumun hikayesini anlatıyor. İlk olarak ilk kitap ile başlayayim:

                                                   
Sayfa Sayısı: 384 
Tür: Distopya, Macera,  Aksiyon, Fantastik, Aşk.
Orijinal Adı: The Hunger Games.
Seri adı: Açlık Oyunları.
Seri Orijinal Adı: The Hunger Games.
Seri Sıralaması: 1/3.
Yayınevi: Pegasus.


Konusu: Etkileyici bir fantastik dünya, bitmek bilmeyen bir aksiyon Açlık Oyunları'nda bir sonraki sayfaya geçmek için sabırsızlanacaksınız.

Etrafınızdaki başka herkes sabahı göremeyeceğinizden eminken vahşi bir ortamda kendi başınıza hayatta kalabilir misiniz?

"Bu kitaba o kadar bağımlı kaldım ki, yemeğe çıktığımda bile kitabı yanımda taşıdım ve masanın altında okumaya devam ettim. Hikayesi beni birçok gece uykusuz bıraktı çünkü bitirdiğimde bile, yatakta bu kitabı düşünmeye devam ettim. Açlık Oyunları kesinlikle büyüleyici."
Stephenie Meyer

"Elimden bir türlü bırakamadım… Bağımlısı oldum."
Stephen King

Kazanmak ün ve talih, kaybetmek ise kesin ölüm anlamına gelir.
Bu Oyunun Galibinin Karnı Doyacak Kaybeden İse Ölümle Tanışacak...
Açlık oyunları başlasın...

Yorumum: Bu kitap o kadar güzelki anlatamam, bu seriyi bitirileri 2 sene oldu ama hala hatırlıyorum. En kısa sürede baştan okuyacağım. Çünkü, gerçekten harika, sizi kendinize bağlıyor ve kitaptan ayrılamıyorsunuz. Her yerinde macera var, Türkiye'de çok bilinen bir seri olduğu için ünü giderek büyüyor. İçeriğe gelirsek: Uzak bir gelecekte -Kuzey Amerika idi sanırım- insanlar yıllar önceki savaştan sonra kendilerine Panem adlı yeni bir yaşam alanı, şehir kurmuşlardır. Ancak bu toplum 13 farklı mıntıkaya ayrılıyor ve en kötü mıntıka 12.mıntıka, aslında en kötü derken hiç kimse o mıntakıyı umursamıyor. Panem ulusunun yönetimi insanlara savaşın kötülüğünü, isyanlara karşı neler olabileceğine karşın her yıl yapılan ve televizyondan canlı olarak izlenebilen Açlık Oyunları adlı bir arena oyunu yapıyorlar.. Her yıl, her mıntıkadan 12 ile 16 -12 idi heralde- yaşları arasıdaki gençler 2 ikişi -1 kız, 1 oğlan- seçilen bir kura ile Oyunlara zorla alınıyor. Kitapta her mıntıkanın bir görevi var. 

Ana karakterimiz 16 yaşındaki Katniss Everdeen -kendisi tüm kitaplarımda yanımda ablalık görevi yapıyor, yani resmen kitapların içinden abla gibi gördüğüm o. Onu çok seviyorum.- Katniss, 12.mıntıka da yaşıyor, babası madende çalışırken, madenin patlaması sonucu ölüyor ve bu yüzden Katniss ailesine bakıyor. En iyi yaptığı şey avlanmak. Gale diye bir arkadaşı var ve sürekli onunla yasaklı ormana girerek avlanıyor. Kendi zamanına 74.Açlık Oyunları yani Çeyrek Asır Oyunları denk geliyor. Seçim günü kardeşi Prim'in yerine gönüllü olarak oyunlara katılmayı istiyor. Mıntıkasından eşi ise: Peeta Mellark, sarışın ekmekçi çocuk. Kitabı bu kadar anlatabilirim, gerçi büyük çoğunluk okudu yada filmini izledi yada benim gibi her ikisinide yaptı ama olsun belki okumayanlarda vardır. Ya amaa bu kitap gerçekten çok güzel, karakterler harika ama Cato ve arkalarından ve de Tilki Surat'tan acayip nefret etmiştim. Hala da ediyorum. . Mutlaka okuyun yoksa çok pişman olursunuz. 

Puanım: 5/5.

Sıra 2.kitapta:



Sayfa sayısı: 400.
Tür: Distopya, Macera, Aksiyon, Fantastik, Aşk.
Orininal Adı: Catching Fire.
Seri Sıralaması: Açlık Oyunları: 2/3
Yayınevi: Pegasus.

Konusu: Capıtol mutsuz, huzursuzluk artıyor, ateşle dans eden kız bir kıvılcım yaktı,
yerin altından yükselen isyan şimdi patlama noktasında!

Kıvılcımlar parlıyor, alevler yayılıyor ve capıtol intikam istiyor.


"Açlık Oyunları Serisi, insanı meraktan çatlatan, gerilim dolu, müthiş akıcı ve inanılmaz sarsıcı… Elimden bir türlü bırakamadım. Bağımlısı oldum!"
Stephen King

Sabırsızlıkla çıkmasını beklediğim fenomen kitap Açlık Oyunları'nın devamı olan Ateşi Yakalamak kitabını erkenden okuma fırsatı buldum.. Benim yüksek beklentilerimi haklı çıkartmakla kalmamakla birlikte bunun çok üstüne çıktı. Bu kitap Açlık Oyunları kadar heyecanlı fakat daha bir yürek burkucu çünkü zaten karakterleri tanıyorsunuz, zaten onlarla birlikte zorluklara göğüs germiştiniz. Suzanne hikayenin gerçekleştiği yerleri ummadığım yerlere taşımış ve o bu çok zor yerleri seçmekten hiç çekinmemiş. Olağanüstü. Bu kitabı okurken uykunuzu erteleyeceksiniz. Çıktığı andan itibaren listeleri altüst edecek. Tavsiyem o sabah için hazırlanın ve takviminizi ona göre ayarlayın.
Stephenie Meyer

"Zekice kurgulanmış ve çok akıcı bir kitap… Büyüleyici."
John Green

"Bilimkurgu, heyecan, gerilim ve aşkın muhteşem bir karışımı."
USA Today

"Nefes Kesiyor"
Publisher Weekly

"Aksiyon, Entrika, Aşk. Kesinlikle mükemmel."
Kirkus Reviews

Yorumum: İlk kitap olağanüstüydü, 2.kitap ortalığı kasıo kavuruyor. Nasıl bir son ya öyle o? Okuyanlar anladılar. Ben şok geçirmiştim orada yani, abartısız. Neyse, yine harika ve akıcı bir kitaptı, 3 yıl geçmiş olsada bu kitabı okuduğum zamandan bu yana hala hatırlıyorum. İçeriğe gelirsek: Katniss, Peeta ile oyunlardan sağ çıkmış ve galip olmuştur. Ancak ilk kitabın sonunda yaptığı şeyden dolayı Capitol'de ve mıntıkalarda isyanlar çıkmıştır. Snow bundan rahstsız olmuş ve tek suçun Katniss' e ait olduğunu düşünerek ondan intikam alma yolları aramaya başlamıştır. Yeni oyun kurucu: Plutarch ile, her mıntakadan şapiyo olmuş 2 kişiyi alarak oyunları yeniden yapacaklardır. Katniss' in bu sefer çok dişli ve güçlü kişiler ile mücadele etmesi gerekmetedir. Hem Oyunlarda, hemde oyunlar dışında. Bu kitapta Finnick adlı yeni bir karakteri görüyoruz, bu çocuk oyunları küçükken kazanmış ve çocuk o zamandan beri çok havalı ama gerçekten iyi biri. Neyse işte bunlar tüm kazananlar ile yeniden oyunlara katılıyorlar, ancak şöyle bie durum vardır: Peeta yaptıkları planın parçası olarak, Katniss' in hamile olduğunu ve evleneceklerini söylemiştir. Tabii Katniss bunu duyunca çılgına dönüp çocuğun üzerine uçuyor yani. Bu senemk arena çok daha karmaşık ve gizemli, her an her şey olabiliyor. Bu planı kabul eden Katniss'ta herkese evleneceklerini söylüyor ams nafile. Tamam kabul ediyorum son cümlenin yeri karıştı. Kitap şaşırtıcı bir son ile son buluyordu. Bol bol ihanet ve sır vardı. Ve tek kelime ile M-Ü-T-H-İ-Ş idi.

Puanım: 5/5.

Sıra son kitapta:


Sayfa sayısı: 416.
Tür: Distopya, Macera, Aksiyon, Fantastik, Aşk.
Orijinal Adı: Mockingjay.
Seri Sıralaması: Açlık Oyunları: 3/3.
Yayınevi: Pegasus.

Konusu: Bütün engellere rağmen, Katniss Everdeen Açlık Oyunları'ndan iki kez sağ çıkmıştır. Ama şimdi kanlı arenadan sağ çıkmayı başardığı halde hâlâ güvende değildir. Capitol kızgındır. Capitol rövanş istemektedir. Uğradıkları bozgunun bedelini ödetmek istedikleri kişi kimdir? Katniss. Daha da beteri, Başkan Snow başka hiç kimsenin de güvende olmadığını açıkça belirtmiştir. Ne Katniss'in ailesi, ne arkadaşları, ne de 12. Mıntıka halkı. Suzanne Collins'in gerilim romanı Açlık Oyunları üçlemesinin bu güçlü ve heyecan verici finali yılın en çok sözü edilen kitabı olmayı vaat ediyor.

"En heyecanlı yerinde kesilen mükemmel kitap okurları üçüncü cilt için feryat ederken bırakacak."
- Kirkus reviews

"Edward'ı ya da Jacob'u unutun... okurlar taraf tutacak: Peeta mı, yoksa Gale mi?"
- Publishers Weekly

"Katniss ustalıkla öldürürken, Collins vurucu yeteneğiyle yazıyor."
- Time dergisi

"Kusursuz ilerleme hızı ve heyecan verici bir dünyanın inşa edilmesi."
- Booklist

"Ardında yeterince yanıtlanmamış soru bırakarak okurları kıvrandırıp ümitsizce bir sonraki bölümü beklemelerini sağlıyor."
- School Library Journal

Yorumum: Muhteşem Açlık Oyunları Serisi 3.kitapla son buluyor. Kitap gerçekten çok, çok, çok, çok... güzeldi, bayıldım. Bu seriyi gerçekten çok seviyorum. Asla hiçbir kitap onun yerini alamaz. Bu seri  benim için hep 1.sırada kalacak. Okumayanlar gerçekten bu seriyi okusunlar. Neyse içeriğe gelirsek: Ateşi Yakalamak'ın sonundan sonra başlıyor Katniss'in aklı çok karışık ve meraklar içinde. Kitabı çok anlatmyacağım, çünkü baştan sona spoi olur. Bu kitapta savaş var ve artık Katniss isyancıların yüzü olan Alaycı Kuş. Tabii Snow rahat durmuyor, sürekli bir intikam peşinde olmalar, akıl karıştırmalar vs. Bu kitapta Alma Coin adlı bir başkan ile karşılaşıyoruz, bu son kitap için yaratılmış bir karakter. Savaş bölümleri bile harika idi kitabın. Tabii son kitap olduğu için yazar ölüme payını vermiş. Kitapta ölenlere çok üzüldüm. :( 😭 Ama kitap harikaydı hele ki sonu...

Gerçekten çok üzülmüştüm bittiğine. Bunseriyi mutlaka okuyun derim tavsiye ediyorum.

Puanım: 5/5

Seriye verdiğim puan: 100/100.

Beni Tanıyın:

Merhaba arkadaşlar.

Beni İnstagram'dan @nurettin.booklover, ancak adımı değiştirdim ve artık: @the.boy.on.books olarak Bookstagram'ımı kullanıyorum. kısaca kendimden bahsedeyim: Adım Nurettin, Soyadım Türemiş, 13 yaşındayım, 28 Ocak 2002 yılında doğdum, 8.sınıfa gidiyorum, uzun boylu bir çocuğum, Kova burcuyum, Adana'da yaşıyorum, Teen Wolf hayranıyım, Holland Roden'e delicesine çok büyük bir şekilde hayranım, kitap okuma sevgim 1, 2 sene öncesinde Açlık Oyunları Serisi ile başladı ve şu an kitaplar benim için bir hobi değil, bir yaşam biçimi, arkadaş, dost, kısacası iyi olan her şey...

Neyse, ilk olarak bu işe İnstagram'da bu yaz başladım. İlk olarak birkaç Bookstagram'ı takip ediyordum, bu giderek bir merak halini aldı ve sonunda bende bir Bookstagram olmaya karar verdim. Kitaplar hakkında konuşursam: Onlar benim her şeyim, dostlarım. Okulda herkesten farklı olarak teneffüste kitabım elimde geziyorum, çünkü bence onlarda gezmeli, onlarda mutlu olmalı, onları canlı bir varlık olarak görüyorum. En sevdiğim seri Açlık Oyunları Serisi, bu seriye özel olarak blogumda bu serinin kitapları için yorum yapacağım, çok büyük ihtimal ilk yorum o olur. Umarım beni seversiniz ve tanınan bir blogger olurum. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. İnstagram hesabımın fotoğrafını ss alıp fotoğraf olarak ekleyeceğim. Beni oradan da takip edebilir, bu blogta olmayan yorumlarımı okuyabilir ve değerlendirmelerinizi yapabilirsiniz. Linki: https://www.instagram.com/the.boy.on.books/